12 Eylül 2016 Pazartesi

TIBBİYELİ HİKMET’TEN İTO’LU SELÇUK EREZ’E

Tarih 9 Eylül 1919, Sivas Kongresi’nde hararetli bir şekilde Türk Milleti’nin geleceği tartışılıyor. Kurtuluş için yoğun olarak manda fikri konuşuluyor. 8 Eylül gününün gecesi Mustafa Kemal Paşa manda lehindeki konuşmalara ithafen etrafındakilere şöyle seslenir:

“İstanbul’dakiler ve buradakiler nevmit ve hasta insanlardır. Ecnebi işgal etkisi altında cesaret ve ümitlerini kaybetmiş olmanın verdiği teessürle ve marazi bir haleti ruhiye içinde hareket ediyorlar. Bunun başka türlü izahı yoktur. Bir milletin istiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha tabii ne tasavvur edilebilir? Şerefsiz, istiklâlsiz, esir bir millet çocukları olarak yaşamak yerine, efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?”

9 Eylül sabahından itibaren tartışmalar yeniden başlar. Kongreye katılan 38 delegeden birisi de Tıbbiyeli bir gençtir. Cumhuriyet Tarihine Tıbbiyeli Hikmet olarak geçen bu genç,  14 Mart 1919 Tıbbiye direnişinin kahramanlarından birisidir. Bu kahramanlığından dolay delege olarak seçilmiş ve arkadaşlarını zar zor topladığı yol parası ile Sivas’a gelmişti.

Tıbbiyeli Hikmet Manda tartışmalarından rahatsız olduğu için söz alır ve şunları söyler:

”Paşam! Temsilcisi bulunduğum tıbbiye, bağımsızlık savaşımızı başarmak için açtığınız çalışmalara katılmak üzere beni gönderdi. Amerikan mandasını kabul edemem. Kongre bu yolda bir karar verecek olsa bile, bunlar kim olursa olsun, bütün gücümüzle karşı çıkarız. Varsayalım ki, Amerikan mandasını siz de onayladınız. Size de karşı geliriz. Sizi kurtarıcı değil, vatan batırıcı sayarız. Tel’in ederiz.”


Mustafa Kemal bu sözlerin üzerine  “Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin” der ve Tıbbiyeli Hikmet’e dönerek:

“Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyordum. Biz mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal, ya ölüm” der.

“Varol Paşam” diyen Hikmet memnuniyetini ifade ederek ve Mustafa Kemal’in elini öper.

Tıbbiyeli Hikmet mandayı ret ederek milli egemenliği, bağımsızlığı, vatanın bütünlüğünü, Türk Milletinin haysiyetini ve şerefini savunmuştu. O zaman ki tehdit İngiltere, Fransa ve İtalya gibi batılı emperyalist güçlerden kaynaklanıyordu. Bu güçlerin ülkeyi işgal etmek, parçalamak ve milletimizi esir etmek için içimize saldığı güç ise Yunanlılardı.

Tıbbiyeli Hikmet mandayı ret ederek milli egemenliği, bağımsızlığı, vatanın bütünlüğünü, Türk Milletinin haysiyetini ve şerefini işte bu emperyalist güçlere karşı savunmuştu.

Bugünlerde benzer emperyalist güçler gene bağımsızlığımıza, mili egemenliğimize, vatanın ve milletin birliğine saldırıyor. Dün Yunan ordusunu kullanan bu güçler bugün PKK, FETO, IŞİD gibi terör örgütlerini kullanıyor.

PKK denilen Amerikan’ın Türkiye’yi bölmek için kullandığı eli kanlı örgütün başı için DTK, HDK, KJA, DBP ve HDP gibi PKK yandaşı örgütler Diyarbakır’da açlık grevi başlattı.

Hain terör örgütü PKK'nın İmralı'da tutuklu lideri Abdullah Öcalan için başlatılan açlık grevine ne yazıktır ki Tabipler Odası da destek oldu.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, hiç hicap duymadan Apo ve PKK için tezgâhlanan açlık grevi eylemine destek vererek, "Halkın alkış tutup tebrik etmesi gerekiyor. Kürt halkının temsilcisi Apo'dur. Barışa inanıyorsak, bir an evvel masa başına oturmalıyız” diyecek kadar emperyalist güçlerin hizmetkârı olmuştur.

“Barış” kılıfıyla, terörist başını Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi ilan etmesi aymazlıktır, ihanettir, teröre hizmet etmekten başka bir anlama gelmemektedir.

Emperyalizme karşı küçük yaşına bakmadan, Mustafa Kemal’e bile kafa tutarak karşı koyan Tıbbiyeli Hikmet’ten; ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, bağımsızlığımıza ve egemenliğimize kast eden düşmanların içimize soktuğu hainlere destek çıkan İTO’lu Selçuk Erez’e geldik. Çok acı!

İşin daha acısı da diğer Tabip Odalarının ve hekimlerimizin bu ihanete ses çıkarmamasıdır.


Doktorlarımız Tıbbiyeli Hikmet’i örnek almalı ve bu hain zihniyet Tabip Odalarından sökülüp atılmalıdır. 

Hiç yorum yok: